Niyala 2 (Türkçe)


https://unsplash.com/@nomadicfitlust

Aşk olmadan var mıdır yaşayabilen?

Aşk olmadan evlenen bir kadın nasıl yaşayabilir? Yorgun kalbine sordu.

Hiç Kimse! Kendi sorduğu sorusuna yine kendisi cevap verdi..

Bedeninde kalp  ve vicdan barındırmayan bir insan, aşağılık  bir bedende yaşayan ve aşka inkar eden fahişe gibiydı. Hatta zihni almayan bir güvercin bile hayat arkadaşını aşkına kabul ediyor. Tanrı bu evreni  yaratıklarını da iradesi ve aşkı adına yaratır. Güneş, ay ve yıldızlar aşk sayesinde parlar. Deniz karadan akmış kalıntı ve çöplerinin sevgi yoluyla kalacak yeri sağlar. Nehir aşk adına akar. Rüzgar aşk adına eser. Ağaç aşk adına meyveler verir. Çiçekler aşk adına açar. Arı aşk adına balını damlatır. Ve bu hayat hakikaten aşk akışıdır. Kaynağı evrensele dayanan Allah aşkının okyanusudur. De alemdeki her şey aşk adına Allaha ibadet ederler. Gerçek ibadet ve itaat aşkın büyüklüğünden doğuyor değil mi? Fakat niye aşkı yükünün kızdırması her zaman oluyor?

Secdesinin üzerinde durdu. Gözleri kapalıydı. Gözün iki köşesinden çiğe benzeyen bir damla çıktı.

Ah, bu hayatımı ipotek etmeli miyim? Nefsini kaybeden değersiz fahişe gibi aziz rüyası olmadan zahmetsiz olmuyor. Bu hayat aşk olmadan bir acıydı. Oh! Aşk olmadan şeref tacımı vermektense ölmem daha iyi olur değil mi? İşkence edilmiş kalbiyle hayat arkadaşını kabul etmek. Sonsuza dek sadece üzüntü tadını almak için yeni hayata başlamak. Aşk olmadan kocaya servis etmek. Zorunlu ve işkenceye mahkum edilmek. Gurursuz çocukları doğurmak. Çok hem de çok ruhsal acısın üstünde sonsuza kadar yaşamak.

Öyle olsa da, o fahişeden daha beter değil miyim? Kendi arzuları uğruna hayatı yaşadılar, kendi tercihlerine göre, hatta aşkın aşağılamasına rağmen yaşadığı hayatından zevk aldılar. Lakin ben, hayatımın sonuna kadar kolza ve mecbur kösteğin kızgınlığında yaşayacaktım! Neden böyle bir kayıba geçtim? Aşktan ayrılmakta yaşamak için bir kayıp, kin ve aşağılama tarafından kucaklandım. Neden? Bu çok hem de çok acı bir azab değil mi? Bu kadar acı bir cezaya layık mıyım? Nasıl bir suç işledim ki?

Onlar, o soruları kalbine  verdi, vurdu. Kafatasını  taşladılar. Üzüntü, ıstırap, dokunaklı bir  acıydı. Gözyaşları döktü.

Sidempuan’dan babasının  özel teslimatıyla gönderdiği  önemli mektubunu bir daha okuyordu. Bu mektup yaşama arzusunu kaybetmesini oluşturan mektub idi, ve kendinden nefret etmesine neden olmuştur.Onun  sonsuza kadar cehenneme girmesi kararını  hissettiren mektub idi. Ayrıca, o hayatının  en güzel gününü bekliyordu,o gün doktor olarak mezun olacağını gündü. Uzun emekler sonucunda hayatın tadına varacaktı. Alacağı ünvan ile gelecekteki güzel günlerini kroşe yapabileceği düşündügü zamandaydı. Fakat, babasından  gelen mektub bütün ümitlerini yarım bıraktı. Hayallerini gömdü, geleceği karşılamak için gönlüyle yükselttiği aşk sarayını mahvediyordu. O mektup babasından gelmeseydi. Mektubun içinde öyle yazılmazsaydı. Dile getirilen aday Roger değilseydi. Oh, o kisi o olmasaydı  fakat o sevmediği herhangi biçimin tarafından  asla sıkılmaz toz idi.  Nefesi kesilmiş olmasına rağmen mektubun tek tek kelimelerini okuyordu.

Niyala benim Kızım

Cakarta’da

Selamunaleykum,

Sidempuan şehrinde çok şükür iyiyiz, aynı şekilde senin abin, Herman. Hatta abin şimdi muhtarlar ofisinde çalışıyor. Tarlada artık işgücü olmuyor. Eşi hamile, ikinci çoçuğun doğmasına az kaldı. Baba Cakarta’da senin her şeyin iyi olmasını ümit ederim.

Niyala benim kızım

Bir ay önce senin mektubunu okumaktan mutluyum. Doktor olarak mezun olacağına az kaldı diye haber verdiğinde mutluluktan ağlamıştık. Belki sana hiç bir şey veremedim fakat her zaman sana dua ederim. Senin abin de çok mutlu. O Hemen küçük bir şükür kutlaması yaptı evinde. Bu güzel haber sonunda da yayılıyor. Köyümüzde komşularımız da mutlular, çünkü nihayet Sumatra’nın en uzak köylerden gelen ve Cakarta’da üniversiteden mezun olabilen var.

Niyala Benim Kızım

Bu neşeli havada Babana yardım etmeni rica ediyorum ve saliha olan benim kızım babasına yardım edebileceğine inanıyorum. Kızım şöyle bir durum var, sen doktor olacağını haberi Cosmas Amca, köy muhtarımızı sevindirmiş. Bir kaç gün önce o bana gelip senin Roger’le evlendirmemi istedi. Tabiki sen Rogeri tanıdın değil mi? Çünkü küçükken aynı ilkokula gitmiştiniz. 

Niyala Benim Kızım,

Cosmas Amcayla karşı karşıya kafam sallayarak kabul etmeminden başka hiç bir şey yapamiyorum. Çünkü ona çok borçladım. Senin abin de, Herman, onun nezaketinden dolayı muhtarlıkta çalışabildi. Hem de ailemize Cosmas Amcanın bu mektuptan yeni öğrenebileceği  büyük bir nezaketı var.

Kızım

Annen vefat ettiği zaman sen hala ilkokul dorduncu sınıftaydın. Bilmen gerek, annen beyin kanseri yüzünden vefat etmişti. Bütün mülklerimi bitmişti, hastanede annenin tedavi maliyeti ödemek için çok çalışmıştom. Ve en zor noktasında, o zamandan Sintua (papaz yardımcısı) olarak çalışan Cosmas Amca bana borç verebileceğine söyledi. Baban uzun zaman düşünemiyordum. Ki bu teklifi kabul etmiştim. Zihnimde çok sevdiğim annenin iyileşmesinden başka bir düşüncem yok. Ondan tarlanın iki bölmesi almıştım. Annenin tedavisi için bu tarlayı satmıştım. Fakat ne yazık ki, annen kurtarılamadı. O günde hiç bir şeyim yok artık, hatta evimiz bile ipotek etmiştim. Ve Comas Amca bir daha borç verdi bize.

Bilmen gerek benim kızım, şimdiye kadar borç hesabımı kapatamıyorum. Borcum toplam seksen milyon Rupiah. Ona bereket versin ki faiz almıyor. Fakat o kadar çok para nereden alabilirim? Sayarsak artık 13 seneden fazla borcumu kapatamiyorum. Ne kadar çok utandım ona fakat ne yaparım ki hiç birşeyim yok.  Cosmas Amca borcumu asla fatura etmesine rağmen bu borç başımın ön kısmısına deliyor gibiydi. Cakarta‘da başarılı olup tıp fakültesine girebildiğinde bu ağrıdan beni kurtaracağından eminim. Herman senin abin fazla yapamıyor, kendi ailesini bile zorla destekliyor.

Niyala Benim Kızım

Bana gelip seni teklif ettiğinde Cosmas Amca dedi ki, gelecekte Roger, onun en küçük oğluna eş olursan bütün borcumu kapatacak. Hatta seneye onunla hacca gideceğime dair bana söz verdi. Kızım, Cosmas Amcanın bunu söylemesi beni çok sevindirmişti. Mezuniyet töreninde inşallah abinle geleceğim. Ve o zamanda da senden direk cevabını dinleyeceğim. İhlas ve aynı fikir olursan çok mutlu olacağim ve hemen biz beraber Sidempuan’a gelip bu hal Cosmas Amcayla konuşacağız. Doğduğun yerinde ilmini uygulayabilirsin, hizmete sunabilirsin. Ve Sidempuanlılar heyecan ve samimiyetle sana hoş karşılayacaklar.

Ne kadar çok önemli olduğu için bu mektup özel hızla gönderdim. Baban bu teklife evet demen için zorlayamaz, hepsi senin elinde kızım. Kızım sana zor bir seçenek gibi gelir ama ne yapabilirim?.

Böylece babanı affet, bu mektup kalbine bir korku soktuysa.

Ve selamun aleykum,

Baban...

Rusli Hasibuan

Gözlerini kapattı.

| Devam edecek |


Yazar : Habiburrahman El Shirazy

Çevirmen : Ayudya Arum Cendani


Posting Komentar

Lebih baru Lebih lama

Formulir Kontak